saçma, uyumsuz ya da absürt. siz nasıl tanımlamak isterseniz öyle. bu kavramların ortaya çıkışına zemin hazırlayan kavramların ilki; önem derecesine bakmaksızın herhangi bir olay karşısında düşünmeye başlamamız ve artık eskisi gibi olamamamızdı. düşünmeye başlamak, için için kendini yemekti. sanırım işte bu yüzden
“
kurt, insanın yüreğindedir. yürekte aramak gerekir onu “ diyordu camus.
neden, niçin gibi soruları düşünüp, içimiz içimizi yerken sonrasında peşini, hemen hemen hepimizi sabah sıcak yataklarımızdan kaldırıp yol, iş, yemek, uyku arasındaki kısır bir döngüye sıkışıp bırakan koca bir '
neden' ile baş gösteren
bıkkınlık alıyordu. uyanışın ya da zincire vurulmuş uyumun devamına karar kılacak an, tam olarak bu andır. şayet sonuç uyumun devamıysa zihinde; “
ilerde, zamanla, yaşlanınca “ daha iyi bir yaşamın olacağı söylemi bizi anlık mutlu eder ama çok geçmeden aslında yaşamda, hepimizin zamanın birer malı olduğunu gösterir. şayet seçenek bir diğeri yani uyanışsa da, küçük görünen bu
kaygı beraberinde peşi sıra iyileşmeyi ya da
intihar fikrini de getirir.
“
yaşam, yaşamaya değer mi? “ sorusunu kendimize sorduğumuzda; çoğumuz kendi isteğimiz dışında dünyaya gelip, öleceğimizi bildiğimiz halde yaşamaya devam etmeyi koca bir saçmalık olarak düşünürüz. ki bu başta bahsettiğimiz saçma, absürt ve uyumsuz kavramlarını yaratır. yaratılan bu uyumsuz kavramının hemen eşiğinde beliren albert camus tüm bunlara rağmen; her şey bu kadar saçmayken, saçmalığa saçmalıkla cevap verilmesi ve yaşanması gerektiğini, mutluluğun ancak bununla mümkün olduğunu ve gerçek başkaldırının intiharla değil, yaşamaya çalışmakla olacağını savunur.
- -
spoiler - -
destekler nitelikte
sisifos söyleninde de anlatılan şudur; tanrılar sisifos'u bir kayayı dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum ederler. sisifos kayayı tepeye kadar getirdiğinde, kaya tepeye gelince de kendi ağırlığıyla yeniden aşağı düşecektir. sonsuza dek süren yararsız ve umutsuz bir çabadan daha korkunç bir ceza olmadığını düşünmüşlerdi belliki ve haksız da sayılmazlardı. sisifos kayayı tepeye çıkarıp, kaya aşağıya tekrar yuvarlamaya başladığında ise, yukarıdan kayaya bakıp sonsuza kadar cezalandırılmış olsa bie yüzünde hafif bir gülümseme ile kaldığı yerden devam edecektir. işte camus, insan bunun için yaşamalıdırı savunur. ona göre; sisifos'un mutlu olduğunu düşünmemiz gerekir. çünkü sisifos, kayayı her gün tepeye yuvarladığında anlar ki kendisinin varoluş nedeni bu çabasıdır.
* bir çırpıda okuması ve algılanması oldukça zor bir kitap.